Kızıl Goncalar bir toplum mühendisliği girişimi
Son dönemde televizyonlarda yayınlanan "Kızıl Goncalar" isimli dizi, izleyicilere bir tarikat hikayesi üzerinden derin bir anlatı sunuyor. Dizi, kurguladığı "Faniler" adlı tarikat aracılığıyla belirli ideolojik mesajlar vermekte ve gelecekte yaşanabilecek olası toplumsal süreçlere dair izleyiciyi yönlendirme çabasında gibi görünmektedir. Bu yapım, yalnızca geçmişe değil, daha çok geleceğe yönelik bir anlatı sunarak, bilinçaltında stratejik bir hazırlık sürecini başlatma amacı güdüyor olabilir.
Dizinin sunduğu mesajlar, özenle seçilmiş dini ve kültürel kavramlarla yoğrulmuş durumda. Kullanılan İslami terimlerin ve sembollerin, izleyicinin bilinçaltında karşı bir bağışıklık yaratmayı hedeflediği düşünülebilir. Bu bağlamda, dizinin senaryosu ve karakterleri, olası bir gelecekte yaşanacak toplumsal dönüşüme yönelik bir psikolojik harp tekniği olarak ele alınabilir. Dizi, İslami terminoloji ve semboller kullanarak gelecekteki sosyopolitik olaylara karşı bir hazırlık süreci yaratmayı amaçlıyor gibi görünmekte.
Burada, Yeşilçam döneminde başlayan dine ve İslam'a karşı eleştirilerin, günümüzün modern anlatılarına dönüştüğü gözlemleniyor. Ancak bu sefer yöntemler ve hedefler çok daha belirgin ve profesyonel bir kurguyla işleniyor. "Kızıl Goncalar" dizisi, İslami değerlere yönelik eleştirilerini güçlü bir biçimde modern psikolojik harp yöntemleriyle birleştirerek, hedef kitlesinde din ve İslam ile bağdaşan değerleri zayıflatmayı amaçlıyor. Bu tür bir diziyle izleyicinin bilinçaltında, gelecekteki çatışmalarda pasif veya olumsuz bir duruş sergilemesini sağlama çabası güdülüyor olabilir.
Dizi, gelecekte yaşanması muhtemel sosyopolitik olaylara karşı bir psikolojik zemin hazırlığı olarak nitelendirilebilir. Burada belirli bir strateji ile İslami değerler semboller üzerinden hedef alınmakta ve bu sembollerle yapılan eleştiriler, belirli bir kitleyi yönlendirme amacı taşımaktadır. Dizinin her bölümünde kullanılan semboller, figürler ve kavramlar; toplumun bilinçaltında bir "savunma refleksi" oluşturmamak üzere tasarlanmış gibi durmaktadır.
Bu bağlamda, "Kızıl Goncalar" dizisi sadece bir televizyon yapımı değil, aynı zamanda uzun vadeli bir stratejik hamlenin parçası olarak görülebilir. Bu yapım, ideolojik bir bakış açısı ile toplumun gelecekteki süreçlere karşı pasif bir duruş sergilemesine zemin hazırlayan bir mesaj niteliğindedir. Özetle, diziyi izleyenlerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaşanması muhtemel olan dönüşümler ve bu süreçte kurgulanan pozisyonları daha iyi anlama ve hazırlıklı olma çabası sezilmektedir.
Dizinin sunduğu mesajlar, özenle seçilmiş dini ve kültürel kavramlarla yoğrulmuş durumda. Kullanılan İslami terimlerin ve sembollerin, izleyicinin bilinçaltında karşı bir bağışıklık yaratmayı hedeflediği düşünülebilir. Bu bağlamda, dizinin senaryosu ve karakterleri, olası bir gelecekte yaşanacak toplumsal dönüşüme yönelik bir psikolojik harp tekniği olarak ele alınabilir. Dizi, İslami terminoloji ve semboller kullanarak gelecekteki sosyopolitik olaylara karşı bir hazırlık süreci yaratmayı amaçlıyor gibi görünmekte.
Burada, Yeşilçam döneminde başlayan dine ve İslam'a karşı eleştirilerin, günümüzün modern anlatılarına dönüştüğü gözlemleniyor. Ancak bu sefer yöntemler ve hedefler çok daha belirgin ve profesyonel bir kurguyla işleniyor. "Kızıl Goncalar" dizisi, İslami değerlere yönelik eleştirilerini güçlü bir biçimde modern psikolojik harp yöntemleriyle birleştirerek, hedef kitlesinde din ve İslam ile bağdaşan değerleri zayıflatmayı amaçlıyor. Bu tür bir diziyle izleyicinin bilinçaltında, gelecekteki çatışmalarda pasif veya olumsuz bir duruş sergilemesini sağlama çabası güdülüyor olabilir.
Dizi, gelecekte yaşanması muhtemel sosyopolitik olaylara karşı bir psikolojik zemin hazırlığı olarak nitelendirilebilir. Burada belirli bir strateji ile İslami değerler semboller üzerinden hedef alınmakta ve bu sembollerle yapılan eleştiriler, belirli bir kitleyi yönlendirme amacı taşımaktadır. Dizinin her bölümünde kullanılan semboller, figürler ve kavramlar; toplumun bilinçaltında bir "savunma refleksi" oluşturmamak üzere tasarlanmış gibi durmaktadır.
Bu bağlamda, "Kızıl Goncalar" dizisi sadece bir televizyon yapımı değil, aynı zamanda uzun vadeli bir stratejik hamlenin parçası olarak görülebilir. Bu yapım, ideolojik bir bakış açısı ile toplumun gelecekteki süreçlere karşı pasif bir duruş sergilemesine zemin hazırlayan bir mesaj niteliğindedir. Özetle, diziyi izleyenlerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaşanması muhtemel olan dönüşümler ve bu süreçte kurgulanan pozisyonları daha iyi anlama ve hazırlıklı olma çabası sezilmektedir.
Konular
- Ahmed Hulisi
- Ateistler ahmet hulusiyi delil gösteriyorlar
- Reformcuların besmelesi: "BANA GÖRE"
- Dini Kazımak veya Tahrif Etmek
- Günümüz gençlerindeki hastalık
- Vehhabîler ve KIYAS
- İslam neden mezheplere ayrılmıştır?
- Ne Said-i Nursi nede Mahmut Efendi gerçekten Mürşid Müceddid değiller
- Mevlevi Tarikatını bozan Sabetayist; BEY BABA
- Tasavvuf İslam'a sonradan mı sokuldu? İslam'da Tasavvuf var mı?
- Mahmud Efendi'nin asrın müceddidi ilan edildiği toplantıdan düzenbazlık sahtekarlık fışkırıyor.
- Abdülhamid Han çarşaf giyilmesini yasaklamıştı. İşte vesikası/belgesi
- Kızıl Goncalar bir toplum mühendisliği girişimi